
Dil; bir insanın, bir milletin kendini ifade etmesine yarayan bir aygıt. Dünya’da binlerce çeÅŸit konuÅŸulan diller var.
Bir insan kendini ifade etmesi için dile ihtiyacı vardır.
Güzel bir ata sözümüz var " insanlar konuÅŸarak, hayvanlar koklaÅŸarak anlaşır ".
Her milletin kendine özgü dilleri vardır. Bazen bir devlet içinde de yüzlerce farklı ÅŸivelerde konuÅŸulan diller oluyor. Mesela; Almanya’dan örnek vereyim. BulunduÄŸum ÅŸehir. Mainz'liyim. bu normal almaca konuÅŸulduÄŸunda söylenir. Yerel konuÅŸma da " Meeinzer " olarak konuÅŸurlar. Bunlar o bölgelerin farklı güzelliklerindendir.
Zamanla dillerde deÄŸiÅŸime uÄŸruyor. Almanya’da Türkler arasında son zamanlarda bilhassa gençler arasında, Almanca ve Türkçe karışık konuÅŸuluyor. Mesela kısa bir örnek vereyim. " ich komme " kelimesinin yanına Türkçe olarak "yarın size" ekleyerek BEN YARIN SİZE GELECEĞİM ÅŸeklinde cümle kuruyor
Burada önemli olan kendi öz dilini muhafaza etmek ana dilinin gelecek kuÅŸaklara aktarmak ve mümkün olduÄŸu kadar dilin özünü deÄŸiÅŸime uÄŸramadan yaÅŸatmak ve aynı ÅŸekilde gelecek nesillere aktarmak.
Almanya’da yaÅŸayan Almanya’lı Türkler olarak dil konusunda çok zor bir sınav ve zor bir süreçten geçiyoruz.
Almaya’da ki Türk toplumu olarak ana dili konusunu fazla önemsemediÄŸimizi ,dil konusuna çok önem verilmesi gerektiÄŸini her geçen gün dahada bariz bir ÅŸekilde gözlemliyoruz.
Az da olsa bazı yetkililerin Sivil Toplum Örgütlerinin, ÅŸahısların, eÄŸitim ataÅŸeliklerinin ana dilin önemi hakkında büyük gayret ve çabaları var. Maalesef marifet iltifata tabidir. Burada ebeveynlere çok büyük sorumluluk ve görevler düÅŸmektedir. EÄŸer bu çabalara ve
gayretlere ebeveynler duyarsız kalırsa ileriki zamanlarda telafisi mümkün olmayacak hataya düÅŸülür.
Evde almanca konuÅŸmadık. Çocuklarımın Türkçe derslerine katılımını saÄŸladım. Böylece Türkçe öÄŸrendiler. Okulda ve sosyal yaÅŸamlarında almanca konuÅŸarak iki dile de hakim oldular.
ÖÄŸrendiÄŸime göre son zamanlarda ailelerin Türkçeye yeterince ilgisinin olmaması nedeniyle okullarda Türkçe dersleri okutulamıyor.
Yeterli çocuk var ama yeteri kadar ilgi gösteren çocuk yok. Okulda az da olsa öÄŸrenmek isteyenler Türkçeyi öÄŸrenmekten mahrum kalıyor.
Bir zaman gelecek almanya’da ki Türklerin çoÄŸu dedesinin ,babasının Türkçe yazdığı mektubunu okuyamayacak. Okusa da anlayamayacak.
Yaşadığım şu diyalog beni derinden etkiledi. Yazdığım kitaplarımı 14 yaşındaki torunuma
hediye verdim. Okumasını istedim. Bir müddet sonra kitabımı okuyabildin mi? dediÄŸimde aldığım cevap beni ÅŸok etti.
" DEDE BEN SENİNLE GURUR DUYUYORUM. SEN EBRU SANATINI İCRA EDİYORSUN. KİTAPLAR YAZDIN. BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ ÅžEYLER AMA BEN TÜRKÇE OKUYUP ANLAMADA ZORLUK ÇEKİYORUM. KEÅžKE KİTABIN ALMANCA YAZSAYDIN " demesi beni çok düÅŸündürdü ve derinden üzdü.
Aslında bu sadece benim torunumun sorunu deÄŸil. On binlerce ÇOCUK Almanya’da aynı durumdalar. Katıldığım bir çok etkinlikte buna benzer cevaplar aldım.
Gerçekten bu konu çok ciddi. Anneler, babalar lütfen çocuklarımızın dil ve kültürümüzü öÄŸrenmelerine yardımcı olalım.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin gelecekte zorluk çekmemeleri için imkanları deÄŸerlendirip okullarda ki müfredatta yer alması için gayret edelim.
Bir toplumun bir devletin ayaklarının yere saÄŸlam basmasında dilin ve kültürün önemi çok büyüktür.
Yine büyüklerimizden duyduÄŸumuz ÅŸu cümleler çok manidar. " Bir dil bilen bir insan, iki dil bilen iki insandır " .
Diline, kültürüne sahip çıkan bilinçli gençlerin çoÄŸalmasını Yüce Mevla’mdan niyaz ederim.
Orhan ERDOÄžAN